Ana içeriğe atla

Anne Sütü ve Anne-Bebek İlişkisi

   
   Geçtiğimiz günlerde anne sütümün yeterisizliğinden "Emzirmek ya da Emzirememek"   adlı yazımda bahsetmiştim.

   Evet sütüm yetmiyordu ve çevremden ; özellikle de eşimden oldukça baskı görüyordum emziremediğim ve mama verdiğim ile ilgili. 

   Sebep olarak ise bebek annesini tanımaz anne kokusundan mahrum kalır şeklinde yorumlar alıyordum. 

   Bir akrabamız var adını vermeyeyim emzirdi mi bilmiyorum ama bebeği hep ona adıyla hitap ediyor "anne" demek yerine.Eşimde hep bundan korkuyordu sanırım. 

   Ne zaman biri mama hazırladığımı biberonla verdiğimi görse acır gözlerle bakıyordu.

    Hep bir itici sözler, kendini beğenmişlik, negatif enerji ile karşı karşıyaydım , sanki tek suçlusu benmişim gibi. Sanki sütüm yeterli ,bebeğim mememi tutuyorda ben mahrum bırakıyormuşum gibi.

"Ayyy sütün mü az senin?"
"Ayyy biberon mu veriyorsun?"
"Ayyy emzirsen sütün artacak zaten"

"Gerçekten mi ya ben bilmiyordum zaten!!!!" diyerek avazım çıktığı kadar bağırasım geliyordu insanlara.

   Sanki ben çok memnunum.

   Zaten iki saatte bir yeni doğan bebeği emzirmek süt vermek gerekiyor. Benimki tutmuyor. Ben sağıyorum. 1 Saat sağmada ancak 50 ml sütü zorumdan ilaç takviyesiyle sağabiliyorum. Yarım saat tutup içiriyorum. Bebek iştahsız zorla bitirtiyorum sütü. Kaldı mı bana 30 Dk. diğer emzirme süresine kadar. Onda da biberonu kaynat temizle. Pompayı temizle derken 15 dakikası öyle geçiyor . Kaldı 15 dk. Kaan'ın yeniden süt alması lazım. Yeni sağmışım zaten. Süt gelmesi imkansız.Göğüsler boş. Süt yok!!!! 

   E bu durumda imdadıma mama geliyor. Mama veriyorum bebeğime. Daha sonraki seansta biraz olsun doluyor ve sütü sağıyorum tekrar kısır döngüye devam ediyorum.

   Bu şekilde 8. aya kadar geldim. En sonunda zaten bir operasyon geçirdim safra kesemden. (Bunun ile ilgili yazımı gelecek sefere yayınlayacağım artık.) Daha sonra zaten sütüm kesildi operasyondan sonra. Mama ile devam ettim 1 yaşa kadar . Ek gıdaya da geçmiştik zaten. Kaan da mamayı pek sevemedi açıkçası iştahla içmiyordu. Çoğu mama lavobayı boyluyordu anlayacağınız.

    Eşim ikinci bebekte belki sütüm gelir diye ümitlendiriyordu beni. Belki normal doğum yapsaydım sütüm gelecekti diye düşünmeden edemedim. Çok yazı okudum bununla ilgili. Kimisi ikinci bebekte sütünün geldiğini yazıyor. Kimisi genetik annenin varsa seninde var diyor. "Hoooppp orada bir dur bakalım!!" deyiveriyorum. Yok arkadaşım öyle birşey. Olsaydı benim olurdu. Annem hep anlatır "üstüm başım ıslanırdı sütten." diye.  Ben yaşamadım sayılıdır o zamanlarım.Hatta direkt söyleyeyim 1 kez yaşadım sadece.

   Peki mama vermek çok mu kötü gerçekten? 

   Doktorumla konuştum.

   "Kendini suçlu hissetmen gereken bir durum yok, sakın suçlama kendini.Olmadı mı olmuyor daha çok strese girip azaltma olan sütünü de. Artık formül mamalar var. Anne sütüne yakın formüle ediliyor. Anne sütündeki tüm kalsiyum protein demir vs onlarda da var kalorisi eşdeğer. " dedi.

Gerçekten de öyle. 

Sonrasında kendimi suçlamayı bıraktım.

Peki Kaan ile olan ilişkim nasıl oldu?

   Kaan hep ilgi isteyen bir bebekti ve hala da öyle. Sürekli yanında biri olsun kucakta olsun biri onunla oyun oynasın isterdi. Zaten doğum izinindeydim ve ben bakıyordum. O kadar ilgi isterdi ki yemek bile yapamaz , iki dk bırakıp lavobaya gidemezdim.  Kucağımdaydı hep . Kokumu içine çekerdi. Ten tene temasta sorun olmazdı. Kokumu tanırdı. 

Şuan 20 Aylık. Kaan daha da anneci oldu.Serkanın değişiyle KAAN=ANNE=AŞK :)

Benden kimseye gitmez oldu. Anne diye paçama asılır oldu. 


Kısacası sütünüz yetsin yetmesin ,bebeğinize ilgili olduğunuz sürece anneyi tanır kokusunu bilir. 

Ne yani sütünüz gelmiyor diye mama da mı vermeyeceksiniz. Aç mı kalsın çocuk. 

   Tabii ki anne sütü olanlar şanslı. Bebekleri daha çok anne sütü alıp daha çok anne kokusunu içine çekiyor. Güven hissi daha çok aşılanıyor. Bu bozulamaz bir gerçek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annelerin Akıllı Seçimi: TODİZOO Oyuncakları

Bebekler için oyuncak seçme işi anne babalara düşüyor. Minikler, hem gerçek dünyayı hem de kendi yetenek ve becerilerini önce oyuncaklarla keşfetmeye başlar. Doğal olarak oyuncakların onların gelişiminde rolü çok önemlidir. Oyuncak alırken aradığımız özellikler aslında çok net. Eğitici, eğlendirici ve onlar için tamamıyla güvenli olmaları en önemli özellikler. Bebekler için oyuncak alırken en önemli kriter, güvenilir markaların oyuncaklarını almak olmalıdır. Sık sık ağzına götüreceği, birlikte uyuyup yemeklerini hatta banyosunu paylaşmak isteyeceği oyuncaklarının ona zararlı olabilecek bir materyal, boya ya da aksesuar içermediğinden emin olmanın tek yolu tercihlerinizi güvenilir markalardan yana yapmak. Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu da seçtiğiniz oyuncakların onların gelişimine de katkıda bulunması. Yapacağınız doğru oyuncak seçimlerinizle her gün hayat ve kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenen bebeğinize büyüme macerasında yardımcı olabilirsiniz.  Tüm bu özellikleri bir a

Emzik ve Biberona Bay Bay!

Tuvalet eğitimi maceramızdan bahsetmek istemiyorum bile , malum sonuç odaklı olmadı ne yazık ki!! Güya izin almıştım 1 hafta fakat eşimin bitmek bilmeyen aktiviteleri yüzünden başlamadan son buldu. O yüzden o konuyu erteleme kararı aldık.  Kaldı ki pedagogların 2,5 yaşından sonra önermeleri üzerine biri ki ay daha ertelemeye karar verdim. Zaten bahane arıyordum.  Dedim ya önceki konularımda Kaan sürekli hastalanıyor diye. Pfapa sendromu olabilir mi diye. Tahminlerim üzerine 20 gün sonra yine rahatsızlandı. Bu sefer enfeksiyon değil ama bademciklerinde kızarıklık ve iştahsızlıkla başladı. Ateş çok yapmadı. Ama yinede ateş düşürücü verdim arada. Bir de bu sabah iburamin cold vereyim dedim. Nitekim doktor bey de sordu elinde var mı yazayım mı 5 gün kullan diye. "Verdim bu sabah." dedim "Süper , 5 gün kullan." dedi. Yanında bir de burun spreyi verdi. Burundan genzine olan sağ kısımda ödem varmış sökülsün diye. 3 gün kullanacakmışız. Hani internetten araştırayım ded

Kaybettik....

Cinsiyetlerini öğrenecektik. Eşimde bir yandan her gidişimizde 1 artış daha gösterir de bu sefer de üçüze hamile olduğumu duyarız diye endişeye kapılıyordu :))  Bir önceki kontrolde  "Bir tanesi prenses gibi duruyor ama diğeri için emin değilim o yüzden kesin birşey söylemek istemiyorum " demişti doktorumuz. Heyecanlanmıştık prenseslerimiz geliyor diye.  Bu seferki kontrolde kesin belli olacaktı . 16 haftalık olmuştuk . En son 12 haftalıkken doktorumuzu ziyaret etmiştik. Mutlu bir şekilde odaya girdiğim o günü ömrüm boyunca unutamayacağım. "Biz geldik 4 ümüz ." derken 32 dişimi gösterdiğim odadan gözyaşları içerisinde çıkacağımı nereden bile bilirdimki.  Her zaman ki gibi yattım muane yatağına. Doktor başladı kontrole. Bakışları hoşuma gitmedi başta. Maşallah dedim görünce bebeklerimi. Aklıma gelmiyor çünkü hiç bir kötülük. Bismillah dedi doktor.  "Kötü birşey mi var hocam" diyebildim.  "Sakin ol" de